Finch İngiltere’nin Yorkshire bölgesinde yaşayan bir tasarımcı. Daha önce birçok farklı alanda tasarım yapan Finch, sonunda kendisini çok severek yaptığı bir iş olan dikiş dikerken bulmuş. İşine verdiği ‘Mister Finch’ ismiyle de, tek başına çalışan ve dikiş diken bir adam olduğunun altını çizmek istemiş.
Finch‘in kullandığı malzemeler iplik, kumaş ve kağıttan ibaret… Dikerek birleştirdiği bu malzemelerle oluşturduğu masalsı minik yaratıklar ise kesinlikle büyüleyici.
İngiliz ikili Bruno Basso ve Christopher Brooke, dijital baskı tekniğinin moda dünyasındaki öncüleri olarak tanınıyor. % 100 dijital baskılardan oluşan koleksiyonları ile kısa sürede büyük başarılara imza atan ikilinin, 2012 İlkbahar Yaz Koleksiyonu’nun bir bölümünü paylaşıyoruz sizinle.
Son birkaç gündür kendini hissettiren bahar havası ile içimiz kıpır kıpır… Artık biraz renklenmenin zamanı geldi…
Basso & Brooke‘un koleksiyonu muhteşem desen ve renk kombinasyonlarıyla ilkbahar’ın tazeliğini ve canlılığını çarpıcı bir şekilde yansıtmıyor mu?
Geçen hafta Abdullah Varol’un Kalamış’taki mağazasına uğradık. Abdullah Bey mağazasını büyütmüş, vitrinini genişletmiş. Bu tadilatı yaparken konseptini de çok değiştirmiş. Özellikle kütüphane modellerine, demir ayaklı masalarına, hareketli sehpalarına, spor ve rahat koltuklarına bayıldık. Tüm mağazada kendini hissettiren naturel dokular, masif ağaçtan mobilyalar ve işlenmemiş demir detaylar yeni konseptinin en güçlü yanları.
New York’lu genç tasarımcı Katie Ermilio‘nun 2012 İlkbahar Koleksiyonu, bu senenin bizim de çok severek kullandığımız reklerinden oluşuyor. Katie Ermilio‘nun kıyafetlerini bizce özel kılan, minimal ve aynı zamanda çarpıcı detayların oluşturduğu mükemmel denge. Beklenmedik sırt detayları ve kadınsı zarafeti öne çıkaran kesimleriyle Ermilio bizim için bir ilham kaynağı… Tabi bu şirin fotoğraflar da öyle… Siz ne dersiniz?
İngiliz tasarımcı Charlotte Taylor, son zamanlarda çok keyif alarak takip ettiğimiz bir tasarımcı. Londra Central Saint Martin’s den mezun olduktan sonra 2009’da kendi ismiyle tasarım ofisini açan Charlotte Taylor, kendine özgü tarzıyla şimdiden adından çokça söz ettiriyor. ‘Hayatta basit şeylerin önemli olduğunu’ söyleyen tasarımcının koleksiyonlarını basit, rahat ve abartısız formlar oluşturuyor. Bu basit formlarla kullandığı güçlü renk ve desenler ise Taylor‘ın en önemli özelliği.
İsveçli seramik sanatçısı Maria Kristofersson‘un tasarımlarının her biri bizim için büyük ilham kaynağı. Muhteşem seramik duvar saatleri ile tanınan tasarımcının bizi etkileyen en önemli yönü, mükemmelliği ve simetriyi önemsemeyen, yumuşak, rahat ve basit formları. Neredeyse pirimitif diyebileceğimiz bu formlarla birleştirdiği küçük çiçek ve meyve desenleri ile düzensiz çizgilerle oluşturduğu çizimler mükemmel bir uyum içinde. Tasarımcının oluşturduğu farklı tekstürler ve patine efekti de bu seramik objelere zarif detaylar katıyor ve boyut kazandırıyor.
Maria Kristofersson‘un çalışmaları ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye sahip olmak ve koleksiyonunun tümünü görmek için www.mariakristofersson.se adresini mutlaka ziyaret edin.
