Londra en sevdiğimiz şehirlerden biri biliyorsunuz. Çok sevdiğimiz bu şehri Piculet yastıklarında da görmek istedik ve Piculet‘in Thames koleksiyonu böyle çıktı ortaya. Thames, kadife zemin üzerinde Londra haritalarının yer aldığı iki farklı tasarımdan oluşuyor. Londra’ya ya da haritalara sizin de bizim gibi sempatiniz varsa bu koleksiyonu mutlaka incelemelisiniz.
DEKORASYON FİKİRLERİ
Mavi, klasik kumaş deyince akla ilk gelen renklerden. Tarabya Koleksiyonumuzda da mavi tonlarını oldukça çok kullandık. Damasklar, floral desenler, çizgililer… farklı desen alternatifleri bulunan ve mavinin birçok tonuyla hazırlanmış bu özel kumaşlara eşlik etmek için en az onlar kadar şık keten emprimeler de tasarladık. Hem perdelik hem de döşemelik olarak kullanabileceğiniz bu güzel kumaşlar, dokuma ve iplik özelliklerinden dolayı da fark yaratıyor. Saten zeminler, simli iplikler, ipeksi dokular, eskimeyen renkler ve tüm bunların birleşimiyle oluşan asil görünüm, bu kumaşları klasik tutkunları için vazgeçilmez kılıyor. Siz de klasikten vazgeçemeyenlerdenseniz Tarabya Koleksiyonunu mutlaka incelemelisiniz.
İşte bizim en sevdiğimiz Piculet yastık koleksiyonlarından biri olan Rosaline.
Rosaline‘in en çok dikkat çeken parçaları nakışlı keten ve kadife yastıklar. Bunlara eşlik eden fırfırlı saten yastıklar ile tamamlanan grup renkleriyle de mükemmel bir uyum sergiliyor.
OSMANLI ZARAFETİ PERSAN’DA…
Derin mavi bir su gibi akan bu kumaş son koleksiyonumuzdaki en görkemli kumaşlardan biri.
Bu güne kadar, özellikle Osmanlı desenleri daha çok klasik renklerle kullanılıyordu. Klasik kaftan desenlerini kendi yorumumuzla tasarlarken biz, alışılagelenden farklı ve yeni renkler kullanmaya özen gösterdik. Koleksiyondaki kumaşların etnik bir algı yaratmaması, çok modern mekanlarda da kullanılabilir olması için desen ve renk tercihlerimizi günümüz dekorasyon eğilimlerini gözönünde bulundurarak yaptık. Böylelikle koleksiyonumuz geleneksellikten çıkarak enternasyonel bir koleksiyon oldu.
OSMANLI TÜM ZARAFETİYLE BU KOLEKSİYONDA…
2013 / 2014 Koleksiyonumuz, Osmanlı’nın tüm zarafetini yansıtan ihtişamlı kumaşların biraraya geldiği eşsiz ve büyük bir koleksiyon.
Son yıllarda tarihe olan ilgi ve merakın artması, bu anlamda bir çok değerli eserin ortaya çıkmasına varolanların da eskiye nazaran daha yoğun ilgi görmesine vesile oldu. Bu durum Persan‘ın yeni koleksiyon fikrinin ortaya çıkmasında etkili olurken tasarım süreci öncesinde Ayasofya‘da çektiğimiz fotoğraflar adeta koleksiyonumuzun yol haritasını belirledi.
Yaklaşık 1500 yıllık tarihi, mimari ve sanatsal değerleri ile iki büyük imparatorluğu temsil eden Ayasofya müzesi, hem Osmanlı hem de Bizans desenlerini aynı koleksiyonda buluşturmak için bize ilham kaynağı oldu.
Piculet‘in yeni yastık koleksiyonlarından Postcard‘ta yer alan bu yastığın ilham kaynağı eski bir fotoğraf. Fotoğraftaki yakışıklı beyefendiye her baktığımızda kendimizi tangoların içerisinde buluveriyoruz; ya söylerken ya da dinlerken. Fotoğrafa en çok yakıştırdığımız tango ise Necip Celal Andel‘e ait. Bu güzel tangonun naif sözleri şöyle: “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer / Bir an acı duyar insan belki sevmişse biraz eğer / Anlar ki geçenlerin rüyaymış hepsi meğer / Rüya olsa bile o günlerin hayali cihan değer”
Tasarlarken geçmişin zarafetinden ilham almayı seviyoruz. Bu yüzden zarif antikaları hayranlık ve saygıyla izliyoruz. Eski bir fotoğrafdan çıkıp gelen bu beyefendi o kadar asil ve derin bakıyor ki biz onu çok sevdik, siz nasıl buldunuz?